Sistem Bize Huzur Borçlu
İnsanoğlu tabiatı gereği suçlayacak, eleştirecek, kötüleyecek içgüdüsel bir yapıya sahip. Suçlular, eleştirilenler, kötülenenler hep diğerleri ve diğerlerinin bir şeyleri. Suçlayanların kendisi ve bir şeyleri kesinlikle sütten çıkmış ak kaşık olmalı ötesi berisi yok, herkes yoğurdunu ekşitmemek peşinde.
Bugün tabiatımızın gereklerini yerine getirmek adına suçlayacak, eleştirecek, kötüleyecek bir şey buldum hem de ağzımızda devamlı geveleyip durduğumuz bir şey ‘Sistem.’ Evet! bugün ki günah keçimiz ‘Sistem.’
Nedir bu sistem, kimlere hizmet eder, ne işe yarar, bir başına yol almasını bilir mi? Kim korudu da bu zamanlara kadar getirdi? Ağızlara pelesenk olacak kadar ne marifetleri var bu meretin. Kim güdüyor bu sistemi? Kimin ellerinde sistemin ipleri? Uykularımızı kaçıracak kadar cüretkâr olmayı nasıl beceriyor bu sistem?
Halk diliyle bir makinanın çarklarında işleyen dişliler şeklinde ifade edilen sistem en basit tanımıyla, birbiriyle ilişki içerisinde olan eleman topluluğudur/toplumdur.
Kaba saba tanımını yaptığımız sistem düşünce içer, sağduyu yer, hoşgörü ile beslenir, tevazu ile dinlenir, mütevazılık ile gülümser. Toplumun bilinç düzeyini yükseltmeyi hedefler, uyum ve ahenk ister, birlik ve beraberlik duygularını perçinler. Sandığımız kadar kötü bir şey değil bu sistem hatta toplumun ta kendisidir, siyasi bir düzenektir. Hükümeti yönetenler devletin kendisi değildir katiyen! Pek tabii toplumun her alanına hizmet eder; hayvana, ormana, dağa, ovaya, okyanuslara ve su yataklarına sadık bir hizmetkârdır. Bizlerde kendisine yeterince sadık olabilirsek eğer!
Bir başına yol alması imkânsız sistemin toplumca elinden tutup yol göstermek gerek, toplum ne yöne doğru yol gösterse o yöne doğru koşar adımlarla ilerler, iyi gidişatın mimarı toplumsa kötü gidişata dörtnala süren yine toplumdur elbet.
İkiyüzlü bir canavarın elinde korunuyor bu sistem öpüp, okşayan bağrına basan bir canavar hem de. Yeter ki bazı işler yolunda gitmesin kendisini koruyan tarafından yerden yere vurulup parçalanacak yegâne değerdir sistem.
Anlamamız gereken nokta şu ki eğer dünya kocaman bir makina ise ve sistem bu makinanın çarklarındaki dişlilerin görevini görüyorsa çarktaki işleyişin kusursuz bir şekilde işlemesini sağlayacak dişli parçalarından her biri toplumu ifade eder. Toplum uyum içerisinde ise sistem kusursuz bir şekilde işleyecektir elbet. Uykularımızı kaçıracak kadar cüretkâr olmasının bir sebebi ise sistemin eline vermiş olduğumuz kozlardır. Toplum olarak kaygılarımızı, korkularımızı, endişelerimizi, ön yargılarımızı sistemin ellerine bırakırsak uykularımız kaçacak maalesef.
Sistem toplumun kölesidir, nasıl yönlendirdiğimiz çok önemlidir. Sistemi durmadan suçlamalarımız esasen kendi toplumumuzu suçladığımızın kanıtıdır, sistemin berbatlığına atıflarda bulunarak; yasama sistemini, eğitim sistemini, adalet sistemini birebir suçlamak toplumsal yozlaşmanın başladığının su götürmez bir gerçeğidir. Sistem; gelecek kaygısı, sistem; kariyer endişeleri, sistem; belki göremeyeceğimiz yarına keşkeler. Durumun vahametini görebiliyor musunuz? Sistem bize nasıl da huzursuzluklar veriyor. Toplum bize güzel bir gelecek borçlu, toplum bize mükemmel bir kariyer borçlu, toplum bize gerçekleştireceğimiz hayaller borçlu, velhasıl sistem bize huzur borçlu.
Biz bize huzur borçluyuz.